Kategori Haber

Zeki Demirkubuz: İnançla ilgili en iyi iki film Stalker ve Kurban

Yayınlayan tarih Haz 14, 2016 | Yorum yok

Zeki Demirkubuz insanlık tarihinin inançla ilgili en iyi iki filminin Stalker ve Kurban olduğunu söyledi.

Yönetmen Zeki Demirkubuz, İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde Tarık Tufan’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen ‘Yönetmenlerle Buluşma 3: Zeki Demirkubuz Söyleşisi’nde sinemaya ve sinemasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

SÖYLEŞİNİN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Söyleşide Tarık Tufan’ın ‘inançlı bir insanın hikayesini anlatacak mısın’ sorusuna cevap veren Demirkubuz, inançla ilgili insanlık tarihinin en iyi iki filminin Tarkovski’nin Stalker ve Kurban filmleri olduğunu ve bu konunun kendisinin harcının olmadığını vurguladı.

Söyleşide Tarık Tufan ve Zeki Demirkubuz arasında soru-cevap diyaloğu şu şekilde gerçekleşti;

TARIK TUFAN:  İNANMIŞ BİR KARAKTERİ ANLATACAK MISIN?

“Bu kadar hakikatten söz eden, bu kadar ahlak, iyilik-kötülük meselesinden söz eden bir adamın, ben hakikat dediğimiz meselenin metafizik gerilimden kaynaklandığını düşünüyorum inanıyorum böyle bakıyorum. Bu kadar mesele edinmiş Dostoyevski’yi, Nietsche’yi, inanmış adamların ağrısını hissetmeye çalışmış bir adamın bir sürü filminde, bir sürü karakteri anlatıp ta henüz inanmış bir adamın hayatla tanrıyla kendisiyle kurduğu ilişkiler üzerinden bir film yapmamış olmasını ben anlayamıyorum.
,…

Böyle bir hikaye anlatacak mısın? Böyle bir niyetin var mı? Gerçekten inanmış, iman etmiş hakikat gibi bir derdi olan, tanrıyla sahici, sahih, derin metafizik gerilimi yüksek bir ilişki, kurmaya çalışmış bir adamın hikayesini anlatacak mısın?”

demirkubuz1

ZEKİ DEMİRKUBUZ: ONLAR YAPILMIŞKEN…

“Mümkün değil. 2 sebepten mümkün değil. Birincisi ben öyle bir adam değilim. İkincisi bu konuda biri inanılmaz güçlü, biri de biraz kaçırılmış olarak bence insanlık tarihinin en iyi iki filmi, hatta bir tane daha katabilirim şimdi, var. Onlar yapılmışken bir de ben bu konuya musallat olmayayım. Bir tanesi Stalker. İnanmak meselesinin, “bir tanrı olsa ne kadar iyi olurdu”, “dünya ne kadar güzel bir yer olurdu” meselesinin, o ‘dilek odası’ sahnesinden bahsediyorum, bu kadar güzel anlatıldığı, anlayana ve bu konuda hakiki dertleri olan böyle geçiçi entellektüel, kendini doğrulatmak isteyen insanların dertleri değil gerçekten arayışı olan insanlardan bahsediyorum. Stalker filmi var arkasından Kurban filmi var. Bu arada bulantı (filmi) için ilk fikrini veren filmdir. Bir de doğrudan bağ kurmak zor olabilir ama benim gibi canı acıyınca ya da öfkelenince ya da bir şey bulunca geceler boyunca onu hiç bırakmayan biri olursanız sonra çok alakasız ilişkiler kurabiliyorsunuz bu da Haneke’nin Aşk filmi. Ben Haneke’nin Aşk filminin de bu dediğine dair dolaylı da olsa yapılmış bir film olduğunu düşünüyorum. Ama bu benim harcım değil.”

KADER FİLMİ 

Demirkubuz sözlerinin devamında çeşitlli örnekler vererek bu meselerin derdi olduğunu bunlarla iştigal ettiğini dolaylı olarak anlattığını söyledi. Kader filminde de benzeri hislerle baktığında inanmışlık konusuyla doğrudan olmasa da güçlü etkiler bulunabildiğini belirtti.

error: Content is protected !!